“Başlangıçta müzik vardı” ardından, “Bütün çocuklar müzisyen doğar”, der Joan Koenig, örtük dinsel bir göndermeyle müziği kutsalla ilintilendirir, ardından sözü müziğin toplumsal, bilişsel, değersel işlevine getirir: Müzik, “çocuğun kendi kişiliğini biçimlendirmede kuşkuya yer bırakmayacak derecede etki gücüne sahiptir.” “Çocukların duygusal, toplumsal, düşünsel, yaratıcı potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olmak istendiğinde yapılması gereken şeylerden ilki, onlarla olabildiğince en kısa sürede müzikal bir söyleşiye girmektir.” Bilimsel çalışmalar şunu göstermektedir: Bebekler müziği söze tercih ederler, bir müzik aktivitesi onların güven duyma, güven aşılama, empati duygularının yanı sıra öğrenme ve iş birliği yeteneklerini de güçlendirmektedir. Bu nedenle Koenig, çocukların motor ve duygusal/duyuşsal yeteneklerini müziksel bakımdan geliştirmeyi amaçlayan bir eğitim hareketine girişir. Bunu yaparken enformel değil içgüdüsel bir yaklaşımdan yana çıkar. Sorunsallaştırdığı varsayımı şudur: Bir çocuk okumayı ve yazmayı öğrenmeden önce konuşmayı öğrenir, neden okumayı ve yazmayı öğrenmeden önce müzik yapmayı öğrenmesin? Koenig bilişsel bilimlerin verilerine dayanarak koordinasyon, iletişim, sosyalleşme veya ezberleme sorunlarını bile çözmeye yönelir... Bu eşsiz yolu seçme şansına sahip olan çocuklar, yaşamları boyunca böyle bir özgül girişimin karşılığını alır, dünyanın güçlüklerine karşı çıkmak amacıyla müzikle donanırlar. Marguerite Duras’ın Moderato Cantabile’sinde öğretmenin çocuğa “Müzik öğrenmelisin!” diye dayatmasının anlamı budur. Onun (ve annenin) imgeleminde müzik, yeryüzünde sürüp giden şiddete karşı tek dayanaktır. Koenig’in olduğu kadar Duras’ın felsefesi budur. “İnsanoğlu, yazının bulunuşundan, tıpkı ilk notanın ilk dizekte görülmesinden çok önce birbirleriyle “müzikleşerek” iletişim kurarlardı.” Çocuk müzisyenler insanlar arası iletişimin iyiden iyiye zayıfladığı bir yaşam biçimine bir alternatif olarak toplumsal bağdaşıklığı, bağdaşıklık umudunu yeniden yeşertecek eyleyenler olacaklardır.

Prof.Dr. Kubilay AKTULUM

18-19-20 Nisan 2025 tarihlerinde, Süleyman Demirel Üniversitesi bünyesinde “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” haftasına ithafen Çocuk Müzisyenler Festivali’nin yedincisi düzenlenecektir. Bu festival, Ülkemizde ilk kez Süleyman Demirel Üniversitesi bünyesinde 2009 yılında gerçekleştirilmiştir ve belirli aralıklarla düzenlenmiştir.

Festival kapsamında festival düzenleme komitesi tarafından seçilen 7-14 yaş grubundaki icracılar tarafından dinletiler ve komite tarafından belirlenen müzik eğitimcileri tarafından resitaller ve müzik eğitimi üzerine söyleşiler gerçekleştirilecektir.

Çocuk Müzisyenler Festivali ile amaçlanan, yedi ile on dört yaş arası çocuklar için çeşitli sanatsal programlar oluşturmak ve müziği çocuk eğitiminin ayrılmaz bir parçası olarak teşvik etmektir. Ayrıca katılımcılar, sanatçılar, çocuk koroları ve orkestraları tarafından gerçekleştirilecek konserler aracılığıyla çocukların sosyal ve kültürel yaşamına ve müziğe ilişkin yaşam boyu öğrenme faaliyetlerine katkı sağlanacaktır. Müzik yoluyla kişilik ve öz güven geliştirmesine; bireysel ve toplumsal ilişkilerini geliştirmesine; duygu, düşünce ve deneyimlerini müzik yoluyla ifade etmelerine; müzikal birikimlerini geliştirmesine; estetik yönünü geliştirmesine; yerel, ulusal ve uluslararası müzik türlerini tanımasına ve sanatsal etkinliklere katılımlarına olanak sağlanacaktır.

Festival Düzenleme Komitesi